SlipknoTr10 Süper Moderatör
Mesaj Sayısı : 14 Kayıt tarihi : 23/07/10 Nerden : Nereye????
| Konu: Slipknot-Snuff Cuma Tem. 30, 2010 12:39 am | |
| Bury all your secrets in my skin (Senin bütün sırların tenimde gömülü) Come away with innocence, and leave me with my sins (Masumluğunla birlikte uzağa gel ve günahlarımla bırak beni) The air around me still feels like a cage (Hava beni sarıyor hâlâ kafeslenmiş gibi hissediyorum) And love is just a camouflage for what resembles rage again (Ve sevgi yeniden kudurmuş kimliğine bürünmüş şimdi)
So if you love me, let me go. and run away before i know. (Bu yüzden eğer beni seviyorsan , bırak gideyim.ve bilmeden önce kaçayım.) My heart is just too dark to care. i cant destroy what isnt there (Kalbim henüz ilgiye çok koyu.Burda olmayanı yok edemiyorum) Deliver me into my fate - if im alone i cannot hate (Beni kaderimden kurtar - eğer yalnızsam nefret edemiyorum) I dont deserve to have you (Sana sahip olmayı haketmiyorum) My smile was taken long ago (En son gülümsememin üzerinden uzun zaman geçti) if i can change i hope i never know (Eğer değiştirebilirsem umarım asla bilmem)
I still press your letters to my lips (Buna rağmen mektuplarını dudaklarımın arasına sıkıştırdım) And cherish them in parts of me that savor every kiss (Ve parçalarımdaki , tadını çıkardığım her öpücüğe değer veriyorum) I couldnt face a life without your light (Senin ışığın olmadan hayatla yüzleşememiştim) But all of that was ripped apart when you refused to fight (Ama sen savaşmayı istemediğinde bunun hepsini koparıp ayırdım)
So save your breath, i will not hear. i think i made it very clear (Bu yüzden nefesini koru,duymayacağım birdaha.Bunu açıkça yapabileceğimi düşünüyorum) You couldnt hate enough to love. is that supposed to be enough? (Sen sevgiye yeterince kin besleyememişsin.Bunun yeterli olduğunu mu sanıyorsun?) I only wish you werent my friend then i could hurt you in the end (Sadece senin en sonunda incitene kadar arkadaşım olmamanı istiyordum) I never claimed to be a saint (Asla aziz olmayı istemedim) My own was banished long ago / it took the death of hope to let you go (Kendimi uzun zaman önce sürgün ettim /Gidişine 'umudun ölüşü' deniliyor)
So break yourself against my stones (Bu yüzden karşındaki taşlarımı kendin kırdın) And spit your pity in my soul (Ve ruhumdaki merhametini tükürdün) You never needed any help (Asla hiç yardıma ihtiyacın olmadı) You sold me out to save yourself (Kendini kurtarmak için beni sattın) And i wont listen to your shame (Ve ben senin ayıbını dinlemiyeceğim) You ran away - youre all the same (Kaçtın - Sende aynısın) My love was punished long ago (Sevgim uzun zaman önce cezalandırıldı) If you still care, dont ever let me know (Eğer hala umursuyorsan , bilmeme izin verme) If you still care, dont ever let me know (Eğer hala umursuyorsan , bilmeme izin verme)
[Ç]alıntı... [/size] | |
|